Başkasını değil, kendinizi rol model alın!


Birçoğumuz zaman zaman birilerini rol model almışızdır hayatımızda… Bazıları dönemsel, bazıları çok daha kalıcı olmuştur. Rol model almakla ilgili sıkıntı, model aldığımız bireyin aynaladığımız tavrının ya da yönünün bize ne kadar yararlı olduğu, bizim kendi yaşam senaryomuzda bize faydasının mı yoksa zararının mı dokunduğu… Aslına bakılırsa, hepimiz – her birimiz – için rol alınacak çok iyi bir model var önümüzde. Kim mi dersiniz? Tabii ki kendimiz… Ancak asıl soru şu; hangi “kendimiz”?

Hepimiz hayat akışımız boyunca, hatta bazen aynı gün içinde bile iniş-çıkışlar yaşıyoruz. Dip noktalara vurduğumuz kadar, çok pozitif hissettiğimiz anlarımız da oluyor. Şimdi gözlerinizi kapatıp kendinizi o duygu skalasının tepe noktasında hissettiğiniz anlardan birini düşünün. O “versiyonunuzu” gözünüzün önüne getirmeye çalışın. Belki başarılı bir sunum sonrası tebrikleri kabul ediyorsunuz, ya da hep denemek istediğiniz bir yemeğin altından ziyadesiyle kalktınız ve kendinizle gurur duyuyorsunuz… Bu son derece pozitif hisseden versiyonunuza bakın ve duygularını, o yüksek enerjinin ona neler kattığını bir düşünün şimdi…

İşte aslında hepimiz için rol alınacak bir model var çok yakınımızda. Dip noktada, yılmış, ya da çıkmazda hissettiğimizde dönüp yine bakacağımız, kendimizin en pozitif hali… Aynalamamız gereken onun enerjisi ve o enerjiyle neleri başarabileceği. Çıkmazda olduğunuz zamanlar sadece sorunları görürsünüz. Çözümler görünmez hale gelir. Biz düşük enerjideyken her fikir, her çözüm, her arayış, her cevap, düşük enerjili olur. Ama dönüp o duygu skalasının pozitif tarafındaki bir versiyonunuzu düşündüğünüzde, onun enerjisine sahip olsaydınız neler yapabileceğinizi, nasıl olacağınızı düşündüğünüzde, sis bulutu yavaş yavaş dağılmaya başlar ve karşımıza daha iyi cevaplar gelir… O yüzden en iyi rol modelinizin kendiniz olduğunu unutmayın!

Stresin etkileri


Stresin duygudurumumuz üzerinde önemli etkilere sahip olduğunu sanırım hepimiz tahmin edebiliriz. Hayatın günlük akışında, herkes duygu durumunda dalgalanmalar yaşayabilir. Ancak, stresi baskın olarak hissettiğimiz zamanlarda normalden daha yorgun, daha tükenmiş, daha sinirli hissedebilir, ya da daha sakar, dikkatsiz, unutkan olabiliriz. Stres vücutta aşırı uyarılmışlığa sebep olur. Bu da en başta uykumuzu olumsuz anlamda etkiler. Uykusuzluk, sinir, dikkat dağınıklığı, odaklanma ve hafıza sorunları olarak karşımıza çıkar. Bununla da kalmaz üstelik. Uyku sorunları, kalp rahatsızlığı, depresyon ve obezite gibi sağlık sorunlarına dönüşme riski de taşır. Bununla birlikte, insanlar bazen farkında olmadan, stresi kendilerinde stres yaratan başka alışkanlıklarla çözmeye çalışır; sigara, alkol ya da yemek gibi… Bu da stres döngüsünü devam ettirmekten başka bir işe yaramaz.

Tüm bunlarla mücadele etmenin temel yolu, stresi yönetebilmekten geçer.

Peki siz stres seviyenizin farkında mısınız ve onunla nasıl başa çıkıyorsunuz?