Stres tepkisiyle nasıl başa çıkılır?


İnsan bir tehditle karşı karşıya kaldığında beyni alarm durumuna geçer ve bedeni “savaş ya da kaç” (fight or flight) tepkisine hazırlar. Bu stres tepkisi, bedenin tüm savunma mekanizmasının tehdide karşı savaşmak ya da kaçmak üzere hazır ola geçmesidir.

Bu tepki insanlığın avlandığı ilkel zamanlar için son derece işlevsel ve yaşamsaldır. Karşılaşılan fiziki bir dış tehdit vardır ve insan hayatta kalma dürtüsüyle ya bu tehdide karşı savaşmak ya da ondan kaçmak zorundadır. Ancak modern dünyada değişen yaşam koşullarıyla fiziki dış tehditlerin yerini daha çok içten gelen tehditler alıyor. Artık stres tepkisini tetikleyen savaşmak ya da kaçmak zorunda kalacağımız bir yırtıcı hayvandan çok kredi borcu, faturalar, iş hayatının yoğunluğu ve stresi gibi konular. Ve maalesef günlük hayatımız küçük çapta savaş/kaç tepkileriyle dolu.

Tam da bu noktada beden vuruşlarının (EFT’nin) öneminin altını çizmek gerekiyor. EFT tekniğinde uygulanan “tapping”, yani meridyen noktalarına parmak uçlarıyla yapılan hafif vuruşlar, bedende tetiklenen savaş/kaç tepkisini durduruyor, bu tepkinin tetikleyicisi amigdalaya bunun artık bir tehdit olmadığı mesajını veriyor, zihin ve bedeni yeniden programlayarak daha farklı şekilde tepki vermesini ve bedende depolanan duygusal enerjinin boşaltılmasını sağlıyor.

Beden vuruşlarıyla ilgili daha fazla bilgiye menüdeki 1:1 Çalışmalar bölümünden ulaşabilirsiniz.

Değişime neden direniriz?


Birçoğumuz hayatımızda irili ufaklı değişimler isteriz… Daha mutlu bir hayat, daha çok para, belki daha geniş bir ev, daha lüks bir araba, ya da daha keyifli bir ilişki… Çoğumuz bunları istediğimizi söylesek de aslında istemeyiz… Çünkü bize dair hiçbir şey bildiğimiz o güvenli alandan çıkıp “bilinmeyenin” karanlık patikalarına sapmak istemez. Doğamız gereği bildiğimiz düşman, bilmediğimiz dosttan daha güvenli gelir.

Belki o yüzden içinizden bazıları mutsuz olduğu ve aslında ayrılmanın en sağlıklısı olacağını bildiği halde ilişkisini sonlandıramaz bir türlü… Neden? Çünkü bilinçaltı sonuna kadar direnir. Kendince sizi bilinmeyenden korumaya çalışır. Bilinçli zihnimiz doğrusunun ne olduğunu bilse bile, bilinçaltı zihinle aynı frekansta olmadığında, yani çatıştığında, o savaşı kim kazanır tahmin edebildiniz mi?

Bizden bağımsız kararlar alan bu haylaz patrona elbette ki söz geçirmek mümkün. Beden vuruşları bu görüş ayrılıklarını saptayıp bilinçaltına doğru yönlendirmeleri vermekte oldukça etkin bir yöntem. Tek bilmeniz gereken, karşınızdaki bu muazzam mekanizmanın gücünü bilmek ve onunla savaşmak yerine onun artılarını kendi avantajınıza çevirmek. Nasıl ki şu an yaşadıklarınızı bilinçaltınız yarattıysa, daha hayrınıza olacak yaşam senaryolarını neden yaratmasın?

Neden “beden vuruşu”?


“Neden bilinçaltıma söz dinletemiyorum” diye düşündünüz mü? Ne kadar olumlamalar tekrar etsek de, dileklerimizi, niyetlerimizi, hedeflerimizi sayfalara döksek de, bir türlü amacımıza ulaşamıyor, bilinçaltı dediğimiz o haşarı çocuğu dize getiremiyoruz, öyle değil mi?

Bunun nedeni aslında çok basit… Bütün bunları yaparken esas olana, yani enerji bedenine müdahale etmeyişimiz…

Peki enerji bedenine nasıl mı müdahale ediyoruz?

Bunun için birçok teknik mevcut. Bunlardan biri de BEDEN VURUŞU (İngilizce kısaltmasıyla EFT (Emotional Freedom Technique) yani Duygusal Özgürleşme Tekniği).

Beden vuruşlarıyla duyguları, deneyimleri, yanlış inançları ve kararları dönüştürmek, yaşadığınız travmaları, korkuları, fobileri, kaygıları, her türlü sorununuzu onun kökenine inerek, onunla yüzleşmenizi sağlayarak dönüştürmek mümkün. Beden vuruşları sayesinde belki de uzun zamandır hayatınız tökezleten, cehenneme çeviren sıkıntılarınızdan arınabilir, daha sağlıklı, daha özgüvenli, kendinizi daha iyi hissettiğiniz bir hayata merhaba diyebilirsiniz.

Negatif paternleri geride bırakabilirsiniz


Negatif paternler aslında bir sebep için gelişir. Mesela alkolik bir ebeveynle büyümüş bir çocuk ileride kendini korumak için duvarlar örmeye başlamış olabilir. Bu duygusal ve fiziksel açıdan yaşamsal bir dürtüdür ve gayet anlaşılabilir. Ama yıllar sonra o çocuk büyüyüp gayet güven içinde yaşayan bir birey olsa dahi, ördüğü bu duvarlar ve geliştirdiği başka korunma mekanizmaları işlemeye devam eder. O duvarlara artık ihtiyacı olmasa da onlar hala oradadır. O duvarlar artık bir alışkanlık haline gelmiştir. Biz büyüdükçe bu negatif, koruyucu paternler daha da sağlamlaşmaya, kalıcı olmaya başlar ve bazen özel hayatımızı da iş hayatımızı da sabote eder hale gelir.

Beden vuruşlarıyla artık işinize yaramayan ve size yük olan bu eski paternlerden kurtulabilirsiniz. Bunun için öncelikle olumsuz, bireyin yararına olmayan patern belirlenir ve onu oluşturan sebeplerle yüzleşilir. Ardından bu negatif patern yerine tam tersi, olumlu, pozitif yeni inançlar ve yorumlar yerleştirilerek bilinçaltının dönüşümü gerçekleşmiş olur. EFT ile ihtiyaç duyduğunuz her şeyi dönüştürebilir, daha sağlıklı, daha özgüvenli, kendinizi daha iyi hissettiğiniz bir hayat yaşayabilirsiniz.

Beden vuruşlarıyla, bağımlılık duyduğumuz ilişkilerden de, aşk acısından da arınabiliriz!


Belki hayatınızın bir noktasında sizin de başınıza gelmiştir… Bazen kendimizi doğru olmadığını bildiğimiz bir ilişki içinde, doğru olmadığını bildiğimiz bir insanla buluruz. İçten içe bunu bildiğimiz halde de bir türlü ayrılamayız üstelik. Ya da ayrılırız, yine de sonrasında çöküntü yaşarız, sanki o ayrılığı biz istememiş gibi. O zaman neden bitirmek istediğimiz bir ilişkinin, ya da doğru olmadığını bildiğimiz bir insanın acısını yaşamaya devam ederiz? Mantıklı ve bilinçli bir karar verdiğimiz halde neden üzüntü içinde buluruz kendimizi?

Çünkü bizim o küçük tatlı bilinçaltımız çok acayip oyunlar oynar bize. Nasıl mı? Geçmişten bize çok güven veren birinin jestini bulmuşuzdur bu yanlış kişide, ya da zamanında çok sevdiğimiz birinin yüz hatlarını, ya da ses tonunu… Çok sevdiğimiz birinin mimiğini, bir lafını, sözünü, hatta belki kokusunu… Yani bilinçli olarak “bu insan doğru kişi değil” diyebilsek bile, bilinçaltımızın kurduğu özdeşlik, çağrışım bizi yanıltır, o insana, ilişkiye bağımlılık duymamıza yol açar. Ayrıldığımızda bile duyduğumuz özlem çöküntü yaşamamıza sebep olur.

Ama size güzel bir haberim var! EFT (Duygusal Özgürleşme Tekniği) ile bağımlılık yaratan ve her insanda aradığımız bizi istemsizce ilgi duymaya iten özellikleri temizleyebilir, aşk acısından ya da hayrımıza olmayan ilişkilerden arınabiliriz…

Beden vuruşları (EFT) ile bilinçaltı inançlarımızı değiştirebilir miyiz?


Bilinçaltımız duygu ve düşüncelerimiz gibi inançlarımızı da depolar. İnançlar her bireyin hayatının bir noktasında kendi kendine kabul ettiği ve olumsuz olduğu durumlarda hayat kalitesinin düşmesine sebep olan ilkelerden başka bir şey değil. Mesela “bundan daha iyisini bulamam”, “çok şanssızım”, ya da “para bana gelmez” gibi… Bilinçaltımız olumlu ya da olumsuz, birbiriyle bağlantılı ya da değil, çok fazla inançla dolu. Ve kabullenilmiş olumsuz inançlar bireyin özdeğerini ve özkimliğini ne yazık ki fazlasıyla baltalar.

EFT gibi bilinçaltı dönüşüm teknikleriyle bu inançlar bireyin istediği yönde değiştirilebilir, yenilenebilir. Bu sayede hem danışan şimdiye kadar dikkat etmediği olumsuz inançları konusunda farkındalık kazanır, hem de bunları olumlu inançlara dönüştürme fırsatı yakalar. Bunun için öncelikle olumsuz, bireyin yararına olmayan inanç belirlenir. Çoğu durumda birey, bu inancı edinmesini, kabullenmesini sağlayan geçmiş bir olayla yüzleşir. Bu olumsuz inanç ve onu oluşturan sebepler yerine olumlu bir inanç yerleştirilerek bilinçaltının dönüşümü sağlanmış olur.