Mutluluğumuzun önündeki bir önceki yazıda bahsettiğimiz engeller güçlü olsa da neyse ki aşılmaz değiller. Tüm bu faktörlere rağmen yine de uzun süreli mutluluk mümkün. Bunun için sadece doğru yere bakmalı ve doğru alışkanlıkları geliştirmeliyiz.
Peki neler gerçekten de kontrolümüz altında?
Araştırmalara göre genler bir insanın mutluluk seviyesinin % 40-50’sini oluşturuyor, ancak iyi haber, etrafımızdaki koşulların mutluluğumuzun sadece küçük bir kısmını (araştırmalara göre %10’u) etkilemesi. Ne kadar para kazandığımız, ilişkimiz, işimiz, nerede yaşadığımız vb. gibi dışsal koşullar mutluluk seviyemizin sadece küçük bir kısmını oluşturuyor.
Bu demek oluyor ki % 40-50’lik bir oran tamamen kontrolümüz altında! Dolayısıyla yaptığımız seçimler, geliştirdiğimiz zihniyet ve alışkanlıklar ile mutluluk seviyemizde ciddi bir söz hakkına sahibiz!
Mutluluk psikolojisi araştırmaları mutluluk seviyemizde kalıcı artışlar yaratan 10 temel ilke sıralıyor. Bu ilkelerin her biri kapsamlı bir şekilde araştırılmış, sayısız bilimsel çalışmalarla desteklenmiş ve kişinin mutluluğundaki anlamlı değişikliklerle ilişkilendirilmiş. Hepsinden önemlisi, bu ilkelerin hepsi çabayla öğrenilebilir.
Kalıcı mutluluğun 10 temel ilkesi:
1. Şükran: Araştırmalar, hayatımızın olumlu yönleri için şükran ve takdir duygusunu teşvik etmenin kendi mutluluk düzeyimiz üzerinde güçlü bir etkiye sahip olduğunu ve mutluluğun en önemli anahtarlarından biri olduğunu gösteriyor. Araştırmalar odağımızı yaşamlarımızdaki iyiye doğru çevirdiğimizde çok daha mutlu olabileceğimizi ifade ediyor.
2. Nezaket ve Merhamet: Mutluluğun bir başka önemli ilkesi de nezaket ifadeleri ve başkalarına karşı duyarlılık. Aslında çok sayıda çalışma, ister gönüllü işlerle ister başka yollarla olsun, başkalarına yardım etmenin mutlu olmanın en güçlü adımlarından biri olduğunu gösteriyor.
3. Kendinden Şefkat: İnsanların yaklaşık % 80’i kendilerine karşı diğer insanların davrandıklarından daha katı olma eğilimindedir. Maalesef, bu tür bir özeleştiri refahımıza çok büyük bir zarar veriyor. Araştırmalar kendine şefkat göstermenin zihinsel ve fiziksel sağlığımız üzerinde güçlü yararları olduğunu ortaya koyuyor.
4. Farkındalık: Yapılan araştırmalar uyanık olduğumuz zaman diliminin yaklaşık yarısını zihinsel bakımdan andan kopmuş olarak harcadığımızı gösteriyor. Yani başka bir deyişle, fiziksel olarak bir yerde bulunsak bile zihinsel olarak çoğunlukla başka bir yerdeyiz. İşin kötü yanı zihnimiz ne kadar çok dolaşırsa, mutluluk seviyemiz o kadar düşüyor. Bu nedenle yapılan araştırmalar farkındalığın – yani yargılayıcı olmayan bir şekilde şu anda farkında olma yeteneğinin – fiziksel sağlığımızla birlikte mutluluğumuza ve iyiliğimize de muazzam faydaları olduğunu gösteriliyor.
5. İyimserlik: Yapılan araştırmalar iyimserlerin birçok alanda karamsarlar bireylere göre daha mutlu ve sağlıklı olma eğiliminde olduğunu ortaya koyuyor. Dolayısıyla iyimserliğin hem zihinsel hem de fiziksel refahımız için önemini büyük.
6. İnsan ilişkileri: Teknoloji ve sosyal medya sayesinde bugünlerde sonsuz bir iletişim dünyasında yaşıyoruz. Ne yazık ki bazı çalışmalar, insan ilişkilerimizin kalitesinin iletişim yolları arttıkça bozulduğunu gösteriyor. Halbuki yapılan araştırmalar kalıcı mutluluğa ulaşmanın yollarından birinin de insan ilişkilerimizdeki kaliteyi arttırmak olduğunu gösteriyor.
7. Bağışlama: İçimizde kin, öfke, nefret gibi negatif duyguları depolamak, zihinsel ve fiziksel sağlığımız üzerinde toksik bir etkiye sahip. Mutlu bir yaşam sürmenin sırlarından biri de öfkelerimizden kurtulmak için affetme pratiği geliştirmek. Yapılan araştırmalar affetmenin sağlığımıza ve mutluluğumuza büyük yararlar sağladığı yönünde.
8. Güçlü yönlerimizi kullanma: Güçlü yönlerimizi keşfetmeyi ve onlardan faydalanmayı öğrenmek, mutlu olmanın temel ilkelerinden. Yapılan araştırmalar, güçlü yönlerimizi kullanmanın hem kendi mutluluk seviyemizi arttırmamızda, hem de hayatımızda daha büyük bir anlam ve amaç duygusu elde etmemizde büyük bir rol oynadığını gösteriyor.
9. Olumlu Deneyimlerin Tadını Çıkarma: Olumsuz deneyimler çok daha güçlü bir etkiye sahip olduğundan, her gün meydana gelen iyi deneyimleri gözden kaçırmak kolaylaşıyor. Bu nedenle yaşadığımız her olumlu ve pozitif deneyimin altını çizmek ve yüceltmek için keyif alma kabiliyetimizi geliştirmemiz gerekiyor. Çünkü olumlu deneyimlerin tadını çıkarmak kalıcı refahın önemli ilkelerinden biri.
10. Bedeninize ve sağlığınıza önem vermek: Mutlu olmanın yollarından biri de kendine iyi bakabilmek. Stresli zamanlarında, kendine (bedenine, sağlığına) dikkat edebilmek zorlaşır ve sağlığımız ilk etkilenen alanlardan biri olur. Uykumuza, beden egzersizine, sağlıklı beslenmeye dikkat ederek kalıcı refah için zemin hazırlayabiliriz.